Ekonomik Alandaki Gelişmeler

Millî Ekonominin Kurulması:

Osmanlı Devletinin son dönemlerinde ülke ekonomisi çok bozulmuştu. Ardarda girilen ve yenilgiyle sonuçlanan savaşlar, zaten yetersiz olan gelir kaynaklanın daha da azaltmıştı. Ekonominin temeli olan tarım alanın da geri kalmıştı. Yabancı devletlerin etkisi yüzünden sanayi gelişmemişti.

Ticaretin çok büyük bir bölümü ile bankacılık, maden işletmeleri, su ve gaz gibi hizmetler yabancıların elindeydi. Ülke ekonomisinin bu sıkıntıları. Kurtuluş Savaşı döneminde daha da ağırlaştı. Ancak, Türk milletinin olağanüstü fedakarlığı sayesinde bütün güçlüklerin üstesinden gelindi. Elde edilen siyasî başarının ekonomi, eğitim ve sağlık gibi alanlarda kazanılacak başarılarla güçlendirilmesi şarttı. Bunun için zaferden sonra hemen çalışmalara başlandı. Yeni Türk devletinin ekonomi politikasını tespit etmek için izmir'de Türkiye iktisat Kongresi toplandı (17 fiubat 1923). Kongreye sanayici, çiftçi, işçi ve tüccar gibi çalışma gruplarının temcilcileri katıldı. Mustafa Kemal, kongreyi açış konuşmasında, "Siyasî, asker zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, ekonomik zaferler ile taçlandırılmazlarsa elde edilen zaferler kalıcı olamaz." diyerek ekonomik bağımsızlığın önemini belirtmiştir. Kongrenin yaptığı çalışmalar sonucunda "Misak-ı iktisadi" (Ekonom Andı) kabul edildi. Buna göre ekonomiyle ilgili kararlar alınırken ekonomik bağımsızlık titizlikle korunacak ve millî kaynaklar hareketegeçirilecekti. Kongre'de ayrıca üreticinin, millî sanayinin ve ihracatın korunması ve teşvik edilmesiyle ilgili kararlar alındı. Ticaret alanında bir bankanın kurulması, çiftçilerin kredi şartlarının kolaylaştırılması işçilerin çalışma şartlarının iyileştirilmesi de alınan kararlar arasındaydı. Millî ekonominin kurulmasında, Türkiye iktisat Kongresinin, önemli bir yeri vardır.

a)Tarım Alanında Gelişmeler:
Tarım, millî ekonominin temeli kabul ediliyordu. Bu alanda gelişme sağlamak için köylünün durumunu iyileştirmeye önem verildi. Atatürk, bu konuda şunları söylemiştir: "Türkiye'nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, mutluluk ve servete hak kazanan ve lâyık olan da köylüdür." Köylünün durumunu iyileştirmek ve çalışma gücünü harekete geçirmek için ilk önemli adım aşar (öşür) vergisinin kaldırılmasıyla atılmış oldu (1925). Daha sonra Ziraat Bankası'nın verdiği kredi miktarı artırıldı. Çiftçinin tarım alanlarında makina, iyi tohum ve ilâç kullanılması teşvik edildi.

Kooperatifçiliği geliştirmek için gerekli düzenlemeler yapıldı. Örnek çiftlikler kurularak hem yeni ürünler, hem de modern tarım yöntemleri tanıtıldı. Ankara'daki, Atatürk Orman Çiftliği bunlardan biridir. Orta ve yüksek
düzeyde Ziraat okulları açıldı. Bütün bu tedbirler kısa sürede çok olumlu sonuçlar verdi. Artan üretim, sosyal ve ekonomik hayata büyük bir canlılık getirdi.

b)Ticaret Alanında Gelişmeler:
Eskiden ülkemizde ticaret işleri daha çok yabancı tüccarların ve azınlıkların elindeydi. Bu durumu değiştirmek için ticaret hayatında Türk milletini söz sahibi yapmak şarttı. Bunun için Türk bankacılığını
geliştirme konusunda karar alındı- Kurulan iş Bankası birçok alanda yatırım yaparak, ülke ekonomisine önemli katkılarda bulundu. Bu banka ayrıca tüccarın kredi ihtiyacını karşılamak için çaba harcadı. Cumhuriyet döneminde deniz ticaretine de önem verildi. Türk limanları "arasında yolcu ve yük taşıma işi demek olan "Kabotaj" hakkının Türk denizcilere verilmesi, deniz ticaretini geliştirdi (1926). Öte yandan yabancıların kurduğu ticaret işletmeleri birer ikişer satın alınarak Millî Ekonomi ilkesinin uygulanması sürdürülmüştür.

c)Sanayi ve Madencilik:
Ülke kalkınmasında sanayileşmenin çok önemli bir yeri vardır. Bu yüzden Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren sanayi faaliyetlerine de önem verildi. Kapitülâsyonların kaldırılmış olması bu konuda büyük bir rahatlık getirmişti. Ancak gene de önemli sıkıntılar vardı. Ülkemizde yeteri kadar sermaye birikimi yoktu. Ayrıca yetişmiş eleman ve gerekli teknoloji de yetersizdi. 1926' da Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarılarak, sanayi faaliyetleri özendirildi. Yerli malların korunması için önlemler alındı. Özel sektörün imkânlarını aşan alanlarda devlet eliyle önemli yatırımlar yapıldı. 1934 yılından itibaren Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı uygulanmaya başlandı. Önce tekstil, daha sonra diğer sanayi dallarında önemli gelişmeler oldu. 1939'da Karabük Demir Çelik Fabrikası'nın kurulması bu alanda elde edilen başarıların düzeyini gösteren güzel bir örnektir. Kurulan fabrikaların hammadde ihtiyacını karşılamak amacıyla maden işlerine de önem verildi. Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) ile Etibank, madencilik, işleriyle uğraşan başlıca kuruluşlarımız olarak ülke ekonomisine fayda sağladılar.

d)Bayındırlık ve Ulaştırma Alanında Gelişme:
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren yurdumuz her yönden gelişmeye başladı. Önce, ulaşım konusunu ele almak gerekiyordu. Gerek ekonomiyi canlandırmak, gerekse yurdun güvvenliğini sağlamak için bu konuyu halletmek şarttı. Bu anlayışla başta demiryolu olmak üzere, kara, deniz ve hava yolu ulaşımına önem verildi. Demiryolları, köprüler, karayolları, limanlar ve hava alanları yapıldı. Ülkenin can damarları olarak kabul edilen ulaşım sistemi sağlıklı bir şekilde hizmet vermeye başladı. fiehirlerin imar edilmesi önemle ele alınan işler arasındaydı. Yeni açılan cadde ve sokaklar ile park ve bahçeler şehirlere güzel bir görünüm kazandırdı. Elektrik, su ve bazı şehirlerdeki havagazı hizmetleri günlük hayatı kolaylaştıran önemli yeniliklerden bazılarıdır.

e)Sağlık ve Tıp Alanında Gelişme:
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı sıralarda ülkemiz, ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya bulunuyordu. TBMM hükümeti konuyu, önemle ele aldı. Sağlık ve sosyal yardım işleriyle ilgili görevler, yeni kurulan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına verildi. Böylece sağlık işleri devlet eliyle yürütülmeye başlandı. Sağlık kuruluşları ülke düzeyinde yaygınlaştırılmaya çalışılırken hastane ve sağlık personeli sayısı da artırıldı. ilk önce salgın hastalıklarla mücadele edildi. Sıtma, verem, trahom ve frengi gibi hastalıkların kontrol altına alınması ve tamamen önlenmesi yolunda başarılı sonuçlar alındı. Ayrıca çıkarılan kanunla koruyucu sağlık hizmetleri konusunda yeni düzenlemeler yapıldı. Okul programlarında ve halk eğitimi çalışmalarında sağlık konularına yer verildi.