Türk Ordusu ve Milli Savunma
Bildiğiniz gibi Türk milletinin hayatında askerliğin çok özel ve önemli bir yeri vardır. Türklerdeki millet-ordu kaynaşması başka hiçbir millette görülmez. Bu nedenle Türk ordusunun geçmişi, Türk tarihi kadar eski ve
köklüdür. Bugüne kadar değişik yer ve zamanlarda kurulmuş olan bütün Türk devletlerinin temeli, düzenli bir askerî teşkilâta dayanır. Askerlik, Türklerde hem önde gelen bir meslek, hem de millî bir görevdir.
Cumhuriyet döneminde, her alanda olduğu gibi askerî alanda da önemli gelişmeler oldu. Türk Silâhlı kuvvetleri, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri olarak yeniden teşkilâtlandırıldı. Günümüz ihtiyaç ve imkânlarına göre donatıldı, en iyi şekilde eğitildi. Modern silâh, araç ve gereçlerle savaş gücü artırıldı. Türk ordusu, yüksek moral gücüne sahip disiplinli bir ordudur. Türk milletinin tarih boyunca ispatlanmış en belirgin özelliği "soylu bir yiğitliğe" dayanan doğuştan savaşçı niteliğidir. Bu özellikleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti dostlarına güven, düşmanlarına ise endişe kaynağı olmaktadır.
Türk ordusu yurdunuza yönelebilecek her türlü iç ve dış tehdide karşı, Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumak görevini başarıyla yerine getirebilecek bütün özelliklere sahiptir. Türk silâhlı kuvvetleri, ülke savunmasında olduğu kadar, ülke kalkınmasında da üzerine düşen görevi yapar. Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa, "Kışla, bizde sadece bir savaş öğretim yeri değil, aynı zamanda bir kültür ocağı, bir sanat okuludur. Ve böyle olmakla da memlekete yaptığı hizmet ölçülemeyecek kadar büyüktür." demiştir.
Türkiye Cumhuriyeti için savaş, vatan ve millet çıkarlarının savunulması söz konusu olduğunda kutsal bir görevdir. Bu sebeple Millî Savunma Bakanlığı tarafından yürütülür. Ordunun her türlü ihtiyacını sağlamagörevini bu bakanlık yerine getirir. Ayrıca, vatandaşların askerlik görevlerini düzenleme işi de bu bakanlığa aittir. Türk ordusu, milleti için yalnız bir savaş gücü değildir. Aynı zamanda çağdaş ve ileri atılımların gerçekleştirildiği eğitici ve öğretici bir kuruluştur. Cumhuriyetin, milletin ve yurdun korunması uğrunda tek bir vücut gibi çalışmak, Türk ordusunun en başta gelen özelliğidir.
köklüdür. Bugüne kadar değişik yer ve zamanlarda kurulmuş olan bütün Türk devletlerinin temeli, düzenli bir askerî teşkilâta dayanır. Askerlik, Türklerde hem önde gelen bir meslek, hem de millî bir görevdir.
Cumhuriyet döneminde, her alanda olduğu gibi askerî alanda da önemli gelişmeler oldu. Türk Silâhlı kuvvetleri, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri olarak yeniden teşkilâtlandırıldı. Günümüz ihtiyaç ve imkânlarına göre donatıldı, en iyi şekilde eğitildi. Modern silâh, araç ve gereçlerle savaş gücü artırıldı. Türk ordusu, yüksek moral gücüne sahip disiplinli bir ordudur. Türk milletinin tarih boyunca ispatlanmış en belirgin özelliği "soylu bir yiğitliğe" dayanan doğuştan savaşçı niteliğidir. Bu özellikleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti dostlarına güven, düşmanlarına ise endişe kaynağı olmaktadır.
Türk ordusu yurdunuza yönelebilecek her türlü iç ve dış tehdide karşı, Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumak görevini başarıyla yerine getirebilecek bütün özelliklere sahiptir. Türk silâhlı kuvvetleri, ülke savunmasında olduğu kadar, ülke kalkınmasında da üzerine düşen görevi yapar. Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa, "Kışla, bizde sadece bir savaş öğretim yeri değil, aynı zamanda bir kültür ocağı, bir sanat okuludur. Ve böyle olmakla da memlekete yaptığı hizmet ölçülemeyecek kadar büyüktür." demiştir.
Türkiye Cumhuriyeti için savaş, vatan ve millet çıkarlarının savunulması söz konusu olduğunda kutsal bir görevdir. Bu sebeple Millî Savunma Bakanlığı tarafından yürütülür. Ordunun her türlü ihtiyacını sağlamagörevini bu bakanlık yerine getirir. Ayrıca, vatandaşların askerlik görevlerini düzenleme işi de bu bakanlığa aittir. Türk ordusu, milleti için yalnız bir savaş gücü değildir. Aynı zamanda çağdaş ve ileri atılımların gerçekleştirildiği eğitici ve öğretici bir kuruluştur. Cumhuriyetin, milletin ve yurdun korunması uğrunda tek bir vücut gibi çalışmak, Türk ordusunun en başta gelen özelliğidir.
Konular
- Serbest Cumhuriyet Fırkası
- Sevr Antlaşması
- Sivas Kongresi
- Sosyal Alandaki İnkılaplar
- Türk-Sovyet Münasebetleri (1923 - 1932)
- Türk-Sovyet Münasebetleri (1932 - 1938)
- Soyadı Kanunun Kabulü
- Şeriye ve Evkaf Vekâleti'nin kaldırılması
- Şeyh Sait İsyanı
- Takrir-i Sukûn Kanunu ve İzmir Suikast Girişimi
- Takvim, Saat ve Ölçülerde Değişiklik
- Yeni Tarih Anlayışı ve Türk Tarih Kurumu'nun kuruluşu
- TBMM'nin Açılmasından Sonra Meydana Gelen Askeri ve Siyasi Olaylar
- Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması
- Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
- Türk Birliğinin Korunması
- Türk Devrimleri
- Türk-Fransız İlişkileri
- Türk alfabesinin kabulü
- Türk İnkılabının Dayandığı İlkeler
- Türk-İtalyan İlişkileri
- Türk Ordusu ve Milli Savunma
- Türk-Alman İlişkileri
- Türkiye Cumhuriyeti Antlaşmaları
- Türk-Fransız İlişkileri ve Hatay Meselesi
- Türkiye ve İngiltere İlişkileri
- Türkiye - İtalya İlişkileri
- Türk-Yunan İlişkileri
- Ulaştırma Alanındaki İnkılaplar
- Yunanlıların Anadoluyu İşgal Etmesi