Yeni ve ucuz hepatit testinde Türk imzası

Hacettepe Üniversitesi araştırmacıları, Türkiye'nin her yıl milyonlarca dolar ödediği hepatit teşhisinde kullanılan ithal testlere alternatif, çok daha ucuz yeni bir yöntem geliştirdi.

Yüksek oranda güvenilirlik sağlayan yeni teknoloji, aynı anda 100 kan testini bir kaç dakika içinde yapıp, mevcut yöntemlere göre 8 kat daha uzun süre kullanılabiliyor.

Hacettepe Üniversitesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adil Denizli, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serhat Ünal, Biyokimya Anabilim Dalı Doktora öğrencisi Lokman Uzun'la ortaklaşa yürüttükleri "Hepatit teşhisine yönelik tayin kitlerinin hazırlanması" projesini tamamladıklarını ve patent başvurusu yaptıklarını bildirdi.

Viral hepatitin, virüslerin neden olduğu, karaciğere ağır hasarlar verebilen bir enfeksiyon hastalığı olduğunu belirten Denizli, kronikleşme tehlikeleri ve yaygınlıkları nedeni ile hepatit türlerinin en önemlilerinin Hepatit B ve Hepatit C olduğunu söyledi.

Tüm dünyada 350 milyon Hepatit B, 150 milyon Hepatit C hastası olduğunu, Türkiye'de ise 5-7 milyon Hepatit B, 2-3 milyon Hepatit C hastasının bulunduğunun tahmin edildiğini kaydeden Denizli, kanla bulaşan hastalığın özellikle kan nakilleri sırasındaki teşhisinin önemine dikkati çekti.

Denizli, Türkiye'de Sağlık Bakanlığı ve Kızılay'ın kanlarda bu testlerin yapılmasını zorunlu kıldığını anımsattı.

Denizli, Hepatite neden olan virüsün teşhis edilmesi için yaygın olarak Radyo İmmuno Test (RIA), Enzim İmmuno Test (EIA) ve Enzim Bağlı İmmunosorbent Kiti (ELIZA) ölçüm yöntemlerinin kullanıldığını belirterek, bu yöntemlerde kullanılan antikorların kimyasal ve fiziksel kararlılıklarının düşüklüğü, kitlerin raf ömrünün kısalığı, maliyetlerinin yüksek olması gibi dezavantajları bulunduğunu belirtti.

Denizli, şu bilgileri verdi:

"Türkiye'de hastanelerde ve Kızılay tarafından alınan kanlar hesaplandığında günde binlerce ünite kan alımı söz konusu ve bunların analizleri yapıldığında yüksek oranda bir hepatit teşhis maliyetinden bahsedilebilir. Türkiye'de hiç bir firma bu hastalıkların teşhisi için kullanılan bir malzeme üretmiyor.

Şu an yaygın olarak kullanılan ELIZA kitleri pahalı ve raf ömürleri de sınırlı. Bu kitler rafta en fazla 3 ay tutulabilir. Bu durum, çok sayıda teşhis kitinin kullanılmadan atılmasını beraberinde getiriyor. Bu da maliyete ciddi olarak yansıyor.

ELIZA ve benzeri kitlerde seçicilik yani hedefi bulmada yüzde 97 gibi bir oran söz konusu ancak yüzde 100 değil... Bu nedenle uzun yıllardır Hacettepe Üniversitesi Biyokimya Araştırma laboratuvarlarında söz konusu yöntemlere alternatif ucuz ve güvenilir testler üzerinde araştırmalar yürütüyoruz."

Moleküler baskılama temelli yeni teşhis

Adil Denizli, çalışmaları sonucunda akıllı polimerler kullanarak Hepatit B hasta plazmasındaki Anti Hepatit B yüzey antikorların teşhisini başarı ile gerçekleştirdiklerini ifade etti.

SPR immün teşhis sisteminin sonuçlarının da ticari olarak kullanılan ELIZA yöntemiyle karşılaştırıldığını ve sonuçlar arasında yüzde 98'lik bir uyum olduğunun görüldüğünü dile getiren Denizli, "Sonuç olarak hazırlanan sistemin ticari sistemlere alternatif olabileceği söylenebilir.

Bizim bulduğumuz yöntem, her yıl milyonlarca dolar ödenerek yurtdışından getirtilen Hepatit teşhisine yönelik kitlere alternatif ve daha ucuz bir yöntemdir" dedi.

Denizli, moleküler baskılama temelli çalışmalarında hepatit teşhisini nasıl gerçekleştirdiklerini ise şöyle anlattı:

"Hepatit hastalığına neden olan mikroba karşı vücut tarafından üretilen antikoru akıllı polimerin içine gömüyoruz. Sonrasında bunu çıkartıyoruz.

O süngerimsi plastiğin içerisinde sadece antikorun girebildiği üç boyutlu boşluklar oluşturuluyor. Sadece bu hastalığı taşıyan kandaki antikorlar hazırlanan SPR immün teşhis kitine bağlanıyor ve böylece tayin yapılabiliyor."

Tüm hepatit türleri için geliştirilebilir

Denizli, çalışmanın özellikle Hepatit B türleri için uygulandığını, ancak tüm hepatit türleri için de aynı kalitede sonuç alınabilecek ürünlerin geliştirilmesinin mümkün olduğunu söyledi.

Çalışmanın TÜBİTAK tarafından da desteklendiğini aktaran Denizli, akıllı polimerlerle teşhis yöntemlerinin avantajları konusunda şu bilgileri verdi:

"Hepatit teşhisinde moleküler baskılama temelli akıllı polimerlerin kullanılması pek çok avantajı beraberinde getiriyor. Her gün onbinlerce kan testinin yapıldığı dikkate alındığında, bu testlerin maliyetinin yüksekliğini tahmin etmek de güç değil.

Yeni yöntemin en önemli avantajı, bu polimerlerin iki yıl süresince kullanılabilir olması. Yani raf ömürleri çok uzun süreli. Bu polimerler, istenilen koşullarda muhafaza edilebilirler. Buzdolabına ihtiyaç yoktur ve güneş ışığında kalsalar bile bir sorun olmaz.

Oysa ELIZA, buzdolabından çıkarıldıktan yarım saat sonra bozulmaya başlar. Aynı polimerin tekrar tekrar kullanılması da önemli özelliklerinden biri. Böylece yeni yöntemde mevcut yöntemlere göre 8 kat daha uzun süreli kullanım mümkün hale geliyor.

Diğer yandan aynı anda en az 100 tane serumu da test etmeniz mümkün. Bir de mevcut yöntemlere göre teşhis sonucu bir kaç dakika içinde alınabiliyor."

Birçok hastalığın teşhisinde kullanılabilecek

Akıllı polimerlerin kararlılığının çok iyi olduğunu söyleyen Denizli, hepatitin yanında aralarında AIDS'in de bulunduğu pek çok hastalığın bu yöntemle teşhis edilebileceğini kaydetti.

Piyasada yeni teşhis yöntemlerinin ticarileşme sürecinin başladığını anımsatan Denizli, bu yöntemlerin arasında kendi yaptıkları moleküler baskılama temelli herhangi bir ürünün bulunmadığını dile getirdi.

Denizli, moleküler baskılama temelli teşhis çalışmaları için pek çok uluslararası şirketin kendileriyle irtibata geçtiğini belirterek, çalışmanın sonuçlarının yayına hazırladığını kaydetti.

CNN Türk


Konular