Türk Birliğinin Korunması

Orta Asya da, 1990 lardan itibaren ortaya çıkan yeni tablo, Türkiye ye çok önemli ve yeni bir stratejik kapı açtığı gibi, 21. yüzyıl için çok ciddi bir sorumluluğu da beraberinde getirmektedir. Yetmiş yıl süren baskının ardından komünizmin çökmesiyle, Orta Asya bozkırlarında esmeye başlayan bağımsızlık rüzgarları, Türk Dünyası nı birlik ve beraberliğe, bir dünya gücü olmaya doğru yönlendirmektedir.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev in 28 Eylül 1991 de, İstanbul da yaptığı konuşma, Türki Cumhuriyetler in bu beklentisini ve geleceğe yönelik umutlarını yansıtması bakımından son derece önemlidir: Ancak bahar sellerini ne kadar engellemeye, önüne bentler çekmeye çalışırsanız çalışın, su yine de kendi yolunu açacaktır. İşte tarih nehri ile de aynısı olmuş ve soğuk savaş engelini yıkan tarih, insanlık kanunlarıyla belirlenen esas yatağına dönmüştür... Halklarımız arasında karşılıklı anlayış ve güven duygusu oluştu. Dostluk, etkili bir işbirliğinin en güvenilir garantisidir. Bu durum bizi umutlandırıyor.

Türkiye nin sahip olduğu stratejik miras, 21. yüzyılda, Türk Milletini lider ülkeler sıralamasında ilk sıralara yerleştirecek olan son derece köklü ve şanlı bir mirastır. Tarihsel ve güncel gerçekler, istenilirse ve azmedilirse, Türk ün dünya liderliğine ulaşmasının mümkün olduğunu göstermektedir. Bu noktadan hareketle, Türk Birliği ne doğru atılan bu adımların,

Atatürk ün söylediği şu sözler ile bağdaştığını görmemek imkansızdır: Ben herşeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk Birliğinin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk Birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk Birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek.

Tanıklar Mustafa Kemal i Anlatıyor;
- 1935 te Amerikalı bir gazeteci sorar: Savaş çıktığı takdirde Amerika tarafsızlık siyasetini koruyabilecek mi? İmkanı yok, dedi, imkanı yok. Eğer savaş çıkarsa, Amerika nın milletler topluluğunda işgal ettiği yüksek durumu herhalde etkili olacaktır. Coğrafi durumu ne olursa olsun, milletler birbirlerine birçok bağlarla bağlıdırlar. Atatürk dünyadaki milletleri bir apartmanda oturanlar gibi görüyordu. ABD bu apartmanın en üst lüks katında oturmaktadır. Eğer apartman oturanların bazıları tarafından ateşe verilirse, diğerlerinin yangından kurtulma şansı yoktur. Savaş için de aynı şey olabilir. ABD nin bundan uzak kalmasına imkan yoktur.

Atatürk şu sözleri ilave etti;
Bundan başka, Amerika büyük ve kuvvetli ve dünyanın her yerinde ilişiği olan bir devlet olduğundan, kendisinin siyaset ve ekonomi yönünden ikinci basamaktaki bir duruma düşmesine hiçbir zaman izin veremez. Başarılı olan bir öğrenciye verilecek ödül üzerine, Atatürk,
- Bu öğrenci takdir edilmelidir! demişti.
Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip Bey:
- Bir takdirname verelim Paşam.
- Takdirname neyi ifade eder?
- Avrupa ya gönderelim.
Atatürk:
- Reşit Galip Bey, artık Avrupa çökmüştür. Onu yepyeni bir ruh ve zihniyetin hakim olduğu Amerika ya göndereceksiniz!