Kahraman, Şanlı ve Gazi şehirlerimiz
Düzenli orduların kurulması devam ederken, yurdun işgale uğrayan yerlerinde halk direnişe geçmiş, ilk kurşunları sıkmış, Kuva-yı Millîye ya da Millî Kuvvetler'ini kurmuş bulunuyordu. İlk direniş İzmir'de Yunanlılar'a karşı oldu. Gazeteci Hasan Tahsin, karaya çıkan Yunan askerlerine, Konak Meydanı'nda ilk kurşunu sıktı. Bu ilk kurşun, Kurtuluş Savaşını başlatan bir kıvılcım, bir işaret oldu. Oracıkta şehit edilen Hasan Tahsin de zaten bu kıvılcımı tutuşturmak için canını seve seve feda ediyordu. Bundan sonra ilk silâhlı direniş Urfa'da oldu. Silâhlı Türk milisleri düşmanı burada iki gün oyaladılar. Ödemiş'e giren Yunanlılar da silâhla karşılandılar. Fakat bütün bu direnişler, düzenli bir orduya karşı dağınık ve küçük gruplar halinde olan Kuva-yı Millîye güçleriyle yapılıyordu. İşgaller Kuva-yı Millîye'nin her yerde doğmasına, büyümesine, güçlü bir şekilde teşkilâtlanmasına yol açtı.
Yurdun güneyinde Adana, Antep, Maraş ve Urfa Fransızlar tarafından işgal edilmişti. Fransızlar Ermeniler'i de silâhlandırmış ve 10 bin kişilik bir Ermeni kuvvetini kendi ordularına katmışlardı. Ermeniler'in Türk köylerine saldırmaları, Türk kadınlarına sarkıntılık etmeleri, Türk halkının katlanabileceği bir hareket değildi. Maraş'ta 31 Ekim 1919 günü, hamamdan evlerine dönmekte olan üç Türk, kadınına ve bir çocuğa Ermeniler saldırıda bulundu. Ermeni askerlerden biri kadınların peçesini açmaya kalkınca, çocuk kendisini askerlerin., ayakları arasına attı. Bu olay, Sütçü Imam'ın dükkânı önünde olmuştu. Sütçü İmam diye anılan, aynı zamanda dükkânının karşısındaki camide imamlık yapan Hacı İmam ve civardan geçen birkaç Türk genci, saldırıya uğrayan Türk kadınlarının yardımına koştu. Ermeniler silâhsız iki Türk gencini yaraladılar. Fakat Sütçü İmam bir Fransız'ı öldürdü ve birkaçını da yaraladı. Öteki askerler karargâhlarına kaçtılar. Sütçü İmam bir süre ortadan kayboldu. Fakat onun sıktığı kurşun yurtseverlerin teşkilâtlanma hızını arttırdı. Bir ay kadar sonra Avukat Ali Bey'in başkanlığında toplanan 1000 Maraşlı, Maraş kalesinde üslenen Fransız ordusuna saldırdı. Kaleden Fransız bayrağını indirerek Türk bayrağını dalgalandırdı, birçok Fransız askerini esir aldı. Fransızlar takviye alarak bir süre şehirde tutundular ama Maraşlılar da gittikçe şiddetlenen baskınlarına devam ettiler ve sonunda, Fransızlar, 12 Şubat 1920 günü, çekilip gitmek zorunda kaldılar.
Öte yandan Urfalılar da tıpkı Maraşlılar gibi şehirlerini işgalden kurtarmaya karar verdiler. Ali Saip Bey'in idaresinde, Fransızlar'ı yıldırıncaya kadar baskınlara devam ettiler. Çok şiddetli sokak çarpışmaları oldu. Sonunda Fransızlar barış istediler. Fransız esirlerin bırakılması ve Ermeniler'in hayatlarının korunması şartiyle, Urfa'dan çekilebileceklerini bildirdiler. Bu teklif kabul edildi ve Urla işgalden kurtuldu. Antep şehri de İngilizler tarafından Fransıziar'a devredilecekti. Fakat buradaki Kuva-yi Millîye'ciler daha işgalden evvel yolları tuttular ve baskınlarla Fransızlar'a ağır kayıplar verdirdiler. Mustafa Kemal Paşanın gönderdiği Yüzbaşı Kâmil Bey'in komutasında toplanan ve savaşan Antepliler eşsiz kahramanlıklar gösterdiler. Kuva-yı Miliîye'nin genç kumandanlarından Şahin Bey, Boyno-oğlu Memlş ve Karayılan, üstün kuvvetlerle günlerce çarpıştılar. Boynooğlu Memlş ve Karayılan Bostancık değirmeni mevziinden çekilmek zorunda kaldılar.
Fakat Şahin Bey, arkadaşlarının ısrarlarına rağmen çekilmedi. Elmalı köprüsünü tek başına tutarak uzun süre düşmana adım attırmadı. Kurşunları bitince süngüye davrandı ve ona ancak o zaman yaklaşabildiler ve şehit ettiler. Şehre ancak bundan sonra girebilen Fransızlar, Şahin Bey'in kandaşları, candaşları olan Kuva-yı Millîye'ciler tarafından bir gün bile rahat bırakılmadılar. Fransa, vatanları için seve seve can veren Türler'le başa çıkamayacağını anladı ve Türkler'le anlaşmak istediğini bildirdi. Görüşmeler sonunda 20 Ekim 1921'de imzalanan antlaşma ile Fransızlar Suriye'ye çekildiler. Ermeniler de onlarla beraber Suriye'ye döndüler.
Düzenli ordunun kurulmasını beklemeden işgalcilerle savaşan üç şehrimize, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra "Gazi", "Kahraman" ve "Şanlı" unvanları verildi ve bu şehirlerimizin adları Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa olarak değiştirildi.
Yurdun güneyinde Adana, Antep, Maraş ve Urfa Fransızlar tarafından işgal edilmişti. Fransızlar Ermeniler'i de silâhlandırmış ve 10 bin kişilik bir Ermeni kuvvetini kendi ordularına katmışlardı. Ermeniler'in Türk köylerine saldırmaları, Türk kadınlarına sarkıntılık etmeleri, Türk halkının katlanabileceği bir hareket değildi. Maraş'ta 31 Ekim 1919 günü, hamamdan evlerine dönmekte olan üç Türk, kadınına ve bir çocuğa Ermeniler saldırıda bulundu. Ermeni askerlerden biri kadınların peçesini açmaya kalkınca, çocuk kendisini askerlerin., ayakları arasına attı. Bu olay, Sütçü Imam'ın dükkânı önünde olmuştu. Sütçü İmam diye anılan, aynı zamanda dükkânının karşısındaki camide imamlık yapan Hacı İmam ve civardan geçen birkaç Türk genci, saldırıya uğrayan Türk kadınlarının yardımına koştu. Ermeniler silâhsız iki Türk gencini yaraladılar. Fakat Sütçü İmam bir Fransız'ı öldürdü ve birkaçını da yaraladı. Öteki askerler karargâhlarına kaçtılar. Sütçü İmam bir süre ortadan kayboldu. Fakat onun sıktığı kurşun yurtseverlerin teşkilâtlanma hızını arttırdı. Bir ay kadar sonra Avukat Ali Bey'in başkanlığında toplanan 1000 Maraşlı, Maraş kalesinde üslenen Fransız ordusuna saldırdı. Kaleden Fransız bayrağını indirerek Türk bayrağını dalgalandırdı, birçok Fransız askerini esir aldı. Fransızlar takviye alarak bir süre şehirde tutundular ama Maraşlılar da gittikçe şiddetlenen baskınlarına devam ettiler ve sonunda, Fransızlar, 12 Şubat 1920 günü, çekilip gitmek zorunda kaldılar.
Öte yandan Urfalılar da tıpkı Maraşlılar gibi şehirlerini işgalden kurtarmaya karar verdiler. Ali Saip Bey'in idaresinde, Fransızlar'ı yıldırıncaya kadar baskınlara devam ettiler. Çok şiddetli sokak çarpışmaları oldu. Sonunda Fransızlar barış istediler. Fransız esirlerin bırakılması ve Ermeniler'in hayatlarının korunması şartiyle, Urfa'dan çekilebileceklerini bildirdiler. Bu teklif kabul edildi ve Urla işgalden kurtuldu. Antep şehri de İngilizler tarafından Fransıziar'a devredilecekti. Fakat buradaki Kuva-yi Millîye'ciler daha işgalden evvel yolları tuttular ve baskınlarla Fransızlar'a ağır kayıplar verdirdiler. Mustafa Kemal Paşanın gönderdiği Yüzbaşı Kâmil Bey'in komutasında toplanan ve savaşan Antepliler eşsiz kahramanlıklar gösterdiler. Kuva-yı Miliîye'nin genç kumandanlarından Şahin Bey, Boyno-oğlu Memlş ve Karayılan, üstün kuvvetlerle günlerce çarpıştılar. Boynooğlu Memlş ve Karayılan Bostancık değirmeni mevziinden çekilmek zorunda kaldılar.
Fakat Şahin Bey, arkadaşlarının ısrarlarına rağmen çekilmedi. Elmalı köprüsünü tek başına tutarak uzun süre düşmana adım attırmadı. Kurşunları bitince süngüye davrandı ve ona ancak o zaman yaklaşabildiler ve şehit ettiler. Şehre ancak bundan sonra girebilen Fransızlar, Şahin Bey'in kandaşları, candaşları olan Kuva-yı Millîye'ciler tarafından bir gün bile rahat bırakılmadılar. Fransa, vatanları için seve seve can veren Türler'le başa çıkamayacağını anladı ve Türkler'le anlaşmak istediğini bildirdi. Görüşmeler sonunda 20 Ekim 1921'de imzalanan antlaşma ile Fransızlar Suriye'ye çekildiler. Ermeniler de onlarla beraber Suriye'ye döndüler.
Düzenli ordunun kurulmasını beklemeden işgalcilerle savaşan üç şehrimize, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra "Gazi", "Kahraman" ve "Şanlı" unvanları verildi ve bu şehirlerimizin adları Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa olarak değiştirildi.
Konular
- Serbest Cumhuriyet Fırkası
- Sevr Antlaşması
- Sivas Kongresi
- Sosyal Alandaki İnkılaplar
- Türk-Sovyet Münasebetleri (1923 - 1932)
- Türk-Sovyet Münasebetleri (1932 - 1938)
- Soyadı Kanunun Kabulü
- Şeriye ve Evkaf Vekâleti'nin kaldırılması
- Şeyh Sait İsyanı
- Takrir-i Sukûn Kanunu ve İzmir Suikast Girişimi
- Takvim, Saat ve Ölçülerde Değişiklik
- Yeni Tarih Anlayışı ve Türk Tarih Kurumu'nun kuruluşu
- TBMM'nin Açılmasından Sonra Meydana Gelen Askeri ve Siyasi Olaylar
- Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması
- Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
- Türk Birliğinin Korunması
- Türk Devrimleri
- Türk-Fransız İlişkileri
- Türk alfabesinin kabulü
- Türk İnkılabının Dayandığı İlkeler
- Türk-İtalyan İlişkileri
- Türk Ordusu ve Milli Savunma
- Türk-Alman İlişkileri
- Türkiye Cumhuriyeti Antlaşmaları
- Türk-Fransız İlişkileri ve Hatay Meselesi
- Türkiye ve İngiltere İlişkileri
- Türkiye - İtalya İlişkileri
- Türk-Yunan İlişkileri
- Ulaştırma Alanındaki İnkılaplar
- Yunanlıların Anadoluyu İşgal Etmesi